Üniversiteli her genç kızın favori dizisidir, Sex and the City. Ben de o dönemde P sayesinde izlemeye başlayıp müptelası olmuştum. Bir de tabi geç izlemeye başlamanın belki de en güzel yanı olan izlemeye hazır dolu dolu altı sezonluk bölüm vardı elimizin altında onları da kendimizce bir düzene koyup öyle keyifle izliyorduk.
Geçenlerde bir kafede otururken yan masada diziyi izlemeye yeni başlamış iki arkadaşın muhabbetine denk geldim ama yok böyle bir şey... evet biz de izledik diziyi, evet biz de etkilendik ama artık bunlarınki SATC manyaklığı başka bir şey değil.
Kız arkadaşına bitsin istemiyorum ama çok az kaldı şu an hiç hazır değilim aynı şekilde başka bir dizi bulamam beni her anlamda tek tatmin eden dizi bu diye dert yanıyordu. Arkadaşı ona illa ki bulursun bitecek zaten başka bir şeyler izlemeye başla diye telkinlerde bulunuyordu ben de bir nebze daha akıllı bir tip diye düşünürken muhabbetin ilerlemesiyle hatunların ikisinin de kaçık olduğunu anladım. Yine dizi bitecek diye üzülen kızımız Carrie'nin isminin yazdığı kolyeyi ne kadar beğendiğini ve sevdiğini ama Carrie'nin kolyeyi kaybettiğini anlatırken öbürü bende var o kolyeden biliyorsun değil mi dedi ve ekledi küpelerim gümüş ondan takamıyorum diye. Arkadaşı hemen aaa takmalısın ama çok yakışır her şeyle diye kıza destek verdi. Sonra Carrie'i çok seven bu kızlarımız başladı Carrie'i eleştirmeye, Dior'a Gucci torbasıyla girilir miymiş onlar olsa utanırmışmış ve benzeri tonla gereksiz tespitler silsilesi. He diğer karakterleri de es geçmediler tabi, Charlotte'in bebek sahibi olamayışından başlayıp evlat edindiği asyalı kıza ve köpeklerine kadar her şey konuşuldu masada.
Finalleriniz yaklaşıyor tehlikenin farkında mısınız?? demek istemem ama yine aynı muhabetten bu duruma da vakıf oldum. Bırakın SATC'yi alt tarafı hepimizin hayalini yaşayan dört hatun ve ağzımızın suyunu akıtan tonla yakışıklıdan oluşan bir dizi hem bakın Mr.Big bile Mr.Big olmaktan ve öyle anılmaktan o kadar sıkılmış ki konusu bile açılsın istemiyor.
Geçenlerde bir kafede otururken yan masada diziyi izlemeye yeni başlamış iki arkadaşın muhabbetine denk geldim ama yok böyle bir şey... evet biz de izledik diziyi, evet biz de etkilendik ama artık bunlarınki SATC manyaklığı başka bir şey değil.
Kız arkadaşına bitsin istemiyorum ama çok az kaldı şu an hiç hazır değilim aynı şekilde başka bir dizi bulamam beni her anlamda tek tatmin eden dizi bu diye dert yanıyordu. Arkadaşı ona illa ki bulursun bitecek zaten başka bir şeyler izlemeye başla diye telkinlerde bulunuyordu ben de bir nebze daha akıllı bir tip diye düşünürken muhabbetin ilerlemesiyle hatunların ikisinin de kaçık olduğunu anladım. Yine dizi bitecek diye üzülen kızımız Carrie'nin isminin yazdığı kolyeyi ne kadar beğendiğini ve sevdiğini ama Carrie'nin kolyeyi kaybettiğini anlatırken öbürü bende var o kolyeden biliyorsun değil mi dedi ve ekledi küpelerim gümüş ondan takamıyorum diye. Arkadaşı hemen aaa takmalısın ama çok yakışır her şeyle diye kıza destek verdi. Sonra Carrie'i çok seven bu kızlarımız başladı Carrie'i eleştirmeye, Dior'a Gucci torbasıyla girilir miymiş onlar olsa utanırmışmış ve benzeri tonla gereksiz tespitler silsilesi. He diğer karakterleri de es geçmediler tabi, Charlotte'in bebek sahibi olamayışından başlayıp evlat edindiği asyalı kıza ve köpeklerine kadar her şey konuşuldu masada.
Finalleriniz yaklaşıyor tehlikenin farkında mısınız?? demek istemem ama yine aynı muhabetten bu duruma da vakıf oldum. Bırakın SATC'yi alt tarafı hepimizin hayalini yaşayan dört hatun ve ağzımızın suyunu akıtan tonla yakışıklıdan oluşan bir dizi hem bakın Mr.Big bile Mr.Big olmaktan ve öyle anılmaktan o kadar sıkılmış ki konusu bile açılsın istemiyor.
0 yorum :
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz.
Thank you for commenting.