Evlenmeyi İstiyorsanız, Evlilik Takıntınızdan Vazgeçin! Bekarlara Açık Mektup

by 3/03/2016 0 yorum

Evlenmeyi isteyen ama hala bekar gezenler için durum gerçekten zor biliyorum. Sık sık etraftan “Üzülme, birini bulacaksın” ya da “Daha zamanı gelmemiştir, aramaya devam et.” Cümlelerini duyuyorsunuz değil mi? Ve tüm bunları duymak, müstakbel eşinizi arama hevesinizden biraz daha vazgeçiriyor sizi. Şubat’ın başlarıydı sanırım, bir arkadaşım kız arkadaşı tarafından terk edildi, gerekçe ise kızımızın ciddi bir ilişkiye kendini hazır hissetmemesiydi. Düşünün yani genelde bu işlerin zıttı olur, kız ağlar, erkek kaçar.
Sürekli neyi yanlış yaptığını sorup duruyordu. Acı gerçeği yüzüne vurmak durumunda kaldım. Evliliği takıntı haline getirmişti. Kendine helal süt emmiş bir kız bulup bir aile kurmayı o kadar takıntı haline getirdi ki, yanaşan tüm kızları korkutup kaçırmaya başladı.
Sevgili evlenmeyi isteyen bekar arkadaşlarım, bu acele, bu takıntı, bu mahalle baskısı ne için? Ümidinizi kesmeyin. Denemekten, aramaktan vazgeçmeyin. Ama Allah’ın aşkına takıntı haline de getirmeyin. Biraz bu konuyu unutup, farklı işlere yönelin. Kaçınılmaz an geldiğinde zaten karşınızda güneş gibi parlıyor olacak. Uyuşturucu bağımlıları gibi bir yerlerde krize girip ölmeyin o yüzden.
Cemil (kız kaçıran) biraz biraz yola gelmeye başladı. Bu takıntının mutluluğunu baltalıdığını gördü ya da görmüş gibi yapıyor. Onu bu kafa yapısından uzaklaştırmak için arkadaşları olarak bazı minik hilelere başvurduk.
Öncelikle evlilik saplantınızı ve diğer insanların sizi nasıl gördüğü, hakkınızda ne düşündüğünü haddinden fazla umursarsanız hareketleriniz ve özgürlüğünüzü kısıtlamış olursunuz. Mesela kendimden örnek vereyim. Üniversite zamanında tüm spor, dans ve aklınıza gelebilecek bilimum aktiviteler bize sudan ucuza sunuluyordu. Çılgın gibi o kurstan diğerine yazılıp gidiyorduk. Neden? Etrafta rezil olacağız, potansiyel sevgili adaylarını kaçıracağız kaygımız yoktu.
Bir gün aynı dersi aldığım bir arkadaş, haftalık programıma göz atmak istedi. Uzattım, bende alıp onunkine baktım. 2 gün sonra buz pateni pistinde çaylaklar takımı olarak debelenirken, ne göreyim! Bu tipik beni izliyor! Eman yarabbi! Saf saf uzattığım haftalık programımı 30 saniye içerisinde ezberlemiş ve beni tavlamaya gelmiş! İşe yaradığını söylememe gerek var mı? Çocuk hoş, bir de böyle romantik jestler falan, işte sana Prince Charming! Kısacası ayağınızı yerden kesen anlar hep en beklemedik zamanda gelir canlar, bu yüzden kendinizi kahretmeyin, zamanınızı işkenceye dönüştürmeyin. Sonrasında ne mi oldu, her hafta çocuk sinsi sinsi beni bir yerde izliyor diye kasılmaktan adam gibi artistik buz pateni öğrenemedim. Çok şükür düşüp kaseyi kırmam ama zamanında özgürlüğümü kısıtladığım için ortalıkta hava atamıyorum! (merak edenlere, evet çocukla hala görüşüyorum)
Karizmayı zedelemekten korkmayın, gidin yeni şeyler yapın, farklı insanlar tanıyın. Muhtemelen başlarda salak gözükeceksiniz ama olsun hayatı yaşamış olacaksınız. Bir şeyleri kaçırmak daha mı güzel?
Büyük veya küçük olması önemli değil. Gidin uzun zamandır yapmak istediğiniz bir şeyi yapın, çekindiğiniz için hiç denemediğiniz bir şeyi yapın. Bir de bekarken yapın bunları aradan çıksın, o çok meraklı olduğunuz evlilik sırasında yapamayacağınızı garanti ederim. O yüzden bekarlığı dibine kadar yaşayın!
Bekarlığın getirdiği tüm avantajları kullanın. Sevgiliniz varken, evliyken seyahat bile etmek dert olur. Güzel bir gezi planlayın, farklı kültürleri tanıyın. Bu sizin dünyaya bakış açınızı değiştirecek.




Pi

Yazar

Pi ve Ya yaşadıkları ve düşündükleri her konuyu laflarını esirgemeden sizler için Piyago'da yazıyor.

0 yorum :

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşekkür ederiz.
Thank you for commenting.