Geçenlerde Nescafe’nin White Chocolate Mocha araştırmasına davet edildim. Heyecanla gelen şirin kesenin içindeki Nescafe White Chocolate Mocha’ları çıkartıp, deneklerimi salona aldım. Ben süt ve süt bazlı içecekleri çok sevmediğim için bu konuda annem, kardeşim, babam ve ofis arkadaşlarımdan yardım aldım.

Nescafe White Chocolate Mocha için oldukça güzel bir ambalaj düşünmüş. Bence gayet iyi anlatıyor ürünü. Ürünün besin değerlerini incelediğimde 84 kalori olduğunu ve içinde 11g şeker bulunduğunu gördüm. Kalori hesabı yapanları çok üzmeyecek olsa bile, şeker oranı sanki biraz fazla gibi geldi.Tüm bunların dışında protein kovalayan ağır bir vejeteryen olarak paket başına 1,2g protein olduğunu görmek çok hoşuma gitti. Ben çok süt sevmesemde, seven vejeteryenler için olumlu bir özellik. Tabi ki toz bir içecek olması dolayısıyla saf, katkısız bir şey içmeyi ummak zor. Paket üzerinden gördüğüm sakıncalı katkılar, glukoz şurubu, son haftaların en büyük tartışma konusu Palm çekirdeğinden üretilmiş yağ, vs. Tabi gülü seven dikenine katlanıyor...


Hazırlama aşamasında herhangi bir zorlukla karşılaşmıyorsunuz.  İçindeki tozu fincana döktüğümde, rengine bakarak yoğun bir beyaz çikolata tadı vereceğini düşündüm.  Nescafe’nin sıcak çikolatasını severek içen biri olarak White Chocolate Mocha’da  da aynı başarıyı yakalayacağını sandım.
İlk deneklerim olan ailem kahvenin envai çeşidini severek içen insanlar. Bizim evde her gün muhakkak 1- 2 fincan kahve tüketilir kişi başına. Dolayısıyla bu kahve denemesinden çok mutlu oldular. Annemin yaptığı çikolatalı kek eşliğinde White Chocolate Mocha’ları servis ettim, tabi kendime de Nestle Sıcak Çikolata yapmayı ihmal etmedim.

Gelelim White Chocolate Mocha’nın içenler üzerindeki etiklerine...
İşte ailemin hayal kırıklığı yaşadığı deney sonu yorumları:
-İçmeye başlamadan önce mochadan ziyade kaynatılmış süt kokusu daha ağır basıyor
-White chocolate ve kahve içeriği ağır süt tozuna yenik düşmüş, denge kaybolmuş. Adeta kaynar suya bol miktar süt tozu döküp, onu içiyorlarmış gibi hissettiler
-Çok fazla şeker içeriyor

Ne yazık ki ailem bu ürüne para verip almayacaklarını söylediler. Bunun üzerine belki bizim aile bu kadar süt meraklısı olmadığı için beğenmedi diye düşünerek geriye kalan Nescafe White Chocolate Mocha’ları ofise götürdüm. Ofiste kahve bağımlısı tüm arkadaşlar paketleri dağıtırken mest oldular. Ama içtikten sonra ailemden duyduğum tüm eleştirileri birebir ofis arkadaşlarımdan dinledim.
Kimseye beğendiremedim hatta tüm fincanı bitiremeyip bırakanlar oldu L
Niye böyle yaptın ki Nescafe?


Tamam, kabul ediyorum bu aralar hayvanlar konusunda takıntılı bir hale gelmiş olabilirim, hatta sürekli hayvanlarla ilgili post paylaşıyor da olabilirim ama elimde değil...Geçenlerde annesinin göbişinde keyif yapan yavrusu samuru videosu paylaşmıştım, sanırım ondan beri bebek su samurlarım olsun istiyorum...

Takıntım Zoo’nun izlediğim son bölümünde gördüğüm bebek su samurlarıyla zirve yaptı. İnanılmaz sevimliler ve  bence böylesi şirinlik gerçekten yasak olmalı. Tek yaptığım bebek su samurları resimlerini googlelamak , videolar izleme ve haklarında yazılanları okumak.
Acaba beyaz yakalılıktan yakamı silksem, su samuru üretim çiftliği açsam devletimiz beni destekler mi? Buradan yetkililere sesleniyorum, duyun beni!


Şunların tiplerine bakın ya!









Konumuza başlık olan timsal ne yazık ki ben değil, atlar. O kadar karnım ağrıyordu ki (evet, nolmuş?!) dizi izleyip, hayvan resimlerine bakarak kafa dağıtmaya çalıştım. Sonunda da dedim ki sinek kuşunu yazan ben, niye buraya 2 tane güzeller güzeli atın resmini koymayayım ki? Hayal ettim, oldu!

Alın size insanlık tarihinin en başından bu yana dost olmuş, güzeller güzeli, asil atların fotoğrafları...









Dünyanın en küçük kuş türü hangisi diye merak ediyorsanız, şu an ona bakıyorsunuz. Arı sinek kuşu daha çok Küba’da görülen bir türdür.

Bozuk paradan bile hafif oldukları söyleniyor. Dişileri erkeklerine göre biraz daha büyükmüş. Boyutları genel itibariyle 5-6 cm civarında oluyormuş üstelik bu uzunluğa gaga ve kuyruk kısımları da dahil. Ağırlıkları ise 1.6 – 1.9 gram civarında değişiyor.



Diğer sinek kuşu türleri gibi saniyede 80 kere kanat çırpabilirler. Heuhehehe saniyede 80 diyorum bakın, biz parmağımızı bile sallayamayız J Birbirlerine kur yaparken bu sayı 200e kadar çıkabiliyormuş. Bu hıza ulaşmak için ne yemek, ne içmek lazım diye düşünüyor insan...Hemen araştıyor ve öğreniyorum ki vücut ağırlığının yarısı kadar yemek yiyor ve yine vücut ağırlıklarının 8 katı kadar da su içiyorlarmış. Nasıl yani?!



Daha önceleri pek çok kez bahsetmiştim.Resme bayılırım ama çöp adam bile çizemem ya da sadece belki çöp adam çizebilirim. Bu yüzden böyle yeteneği olanları görünce büyüleniyorum ve pek tabi ki kıskanıyorum da...

Eğer aranızda benim gibi özenen ama beceremeyen varsa youtube'da bu işi öğreten videolar mevcut. Bir sürü vlogger hayrına (tabi ki değil, tıklanma paralarını çatır çatır yiyolar sen ne sandııın?!) sizlere ipucu verecek videolar yüklemiş. Bunlardan biri de Alphonso Dunn.

Biraz gezerken kara kalem ağaç çizmenin inceliklerini gösteren videosunu gördüm ve yine özendim. Gövdeyi basit bir silindirden başlayıp, gölgelendirmenin püf noktalarını öğretiyor.
Sizlerle paylaşmadan geçemezdim tabi :) Eğer beğenirseniz kanalına abone olup, tüm videoları takip edebilirsiniz.


Bilen bilir 7 alemin en yetenekli hediyecisi benimdir. 10 kişiye hediye alacaksan ve sadece 1 saatin varsa, bunu ancak beni arayarak başarabilirsin. Hayır ufacık bile abartmıyorum! Neyse buraya kadar kendimi övdüm. Şimdi yerme zamanı!

Bugüne kadar birine verdiğiniz en romantik hediye neydi? ya da size verilen en romantik hediye? Bu soruya cevap olarak bu çağda, özellikle ülkemizdeki insanların ve hayatın dehşet yozlaşmasıyla ancak usulen evlilik teklifi için gelen tek taştan ya da birkaç gülden ötesi olduğunu sanmıyorum. Benim cevabım: evet, ben de pek çoğunuz gibi hödüğüm ama en azından ecnebi bir exten romantik bir kaç hediye alacak kadar şanslıydım :) Komik, şirin, özenilmiş mektuplar, foto albümler, özel yapım puzzlelar, çiçekler vs. Ne varsa yabancılarda var ama onlar da bize yaranamıyor; hödük olup, hödük sevdiğimiz için olsa gerek :) Biz son hızla sevgili, eş, duygu, sevgi, aşk, romantizm, cinsellik, kıymet gibi kavramların içini tüketirken, beğenmediğimiz adamlar tüm kutsallığıyla sahip çıkıyorlar bu olaya. Utanıyor, üzülüyor, biraz da tiksiniyorum bulunduğumuz konumdan.

Akşam akşam kafa ütüledim eminim. Buraya nereden vardın diyecek olursanız; Markus ve Janice'in 500. gün kutlamasına ait hediye videosuyla sizleri baş başa bırakacağım. Üzülmeyin çok baş başa kalmazsınız, depresyonunuz hemen ziyarete gelecek bak söz!

Bir ilişkiye ne kadar özenilir, herkesin çıkartacağı dersler var bu videoda!




Bobbie Oskarson Arkansas Elmas Krateri Parkında yaptığı ufak keşifle bugüne kadar parkta bulunan beşinci büyük elmasın sahibi oldu.



75 saatlik çalışma sonucu usta elmastraş Mike Botha, Bobbie Oskarson’un Esperanza adını taktığı 8,52 karatlık buzul şeklindeki elması 4,65 karatlık nefes kesen bir mücevhere dönüştürdü.

Longmont, Colo’dan parkı ziyaret etmek için erkek arkadaşıyla gelen Bobbie, amatör madencilik teknikleriyle 300.000 Dolarlık elması buldu, üstelik tüm harcadıklarıysa park girişi için ödedikleri 8 Dolardan ibaretti.

İşlendikten sonra Amerikan Mücevher Derneği’nin laboratuvarlarına gönderilen elmas, kusurzu ve renksiz olarak raporlandırıldı. Ön testte, tip IIa olarak sınıflandırılan, yani içinde neredeyse hiç kristal içermeden saf karbon yapısı sebebiyle tüm elmasların en safı sıfatını kazandı.



Elmastraş Mike Botha Esperanzayı kendi tasarımı olan bir şekilde işledi. Tasarım göz yaşını temsil ederken, bulunduğu şekil zümrüt ile yakutun bir karışımından oluşuyor.Bu arada elmas için Facebook sayfası yapmışlar, buradan bakıp bakıp ağlayın.

Neymiş kızlar, sevgilinizi alıyormuşsunuz doğru Arkansas’taki parka gidip aranıyormuşsunuz.

Y’ye söyleyeyim’de bir sonraki Amerika ziyaretini buna göre planlasın J